Source: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/iran-tarihini-bilmezsek-turkiyeyi-ogrenemeyiz-40267886

İRAN, bölgenin en önemli ülkesi…

Humeyni devriminden beri Amerika’nın hedefinde olan İran, Körfez ülkelerini kontrolde tutan Washington’la yapılan son anlaşmadan sonra biraz nefes almış gibi… Ama İran dizginleri kimsenin eline verecek gibi değil; herkes gelişmeleri bekliyor.

Çünkü İran, tarihin en köklü kültür ve devlet birikimlerine sahip… 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan sonra Türkiye ile İran savaş yapmadı. Zaman zaman ciddi ‘gerginlik’ler yaşasalar da İran, Türkiye’den sonra en fazla Türk’ün yaşadığı ülke… Ortadoğu’yu iyi bilen ve bu konuda birçok kitabı bulunan Prof. Dr. Nurullah Aydın’a göre “İran, ikinci büyük Türk devleti” vurgulaması yapıyor…

İnanç, tarih, kültür ve etnik yapı itibarıyla Türkiye’ye benzeyen İran gerek bölge gerekse dünya politikasında Türkiye’nin doğal müttefiki olmalı. Birbirine yakın siyasetçiler hiç olmazsa bu görüşte.

Son yıllarda iki ülkenin ilişkileri giderek gelişiyor.

İran’da dört yıl yaşayan yazar Nevval Sevindi, “İran’ı ve İran’da olanları anlamak Türkiye için bir zorunluluktur” diyor. Kendi kültürümüzü tanımak ve öteki kültürleri anlamaya ve bilmeye çalışmak iki ülkenin de insanları için gerekli galiba… 20. yy’da İran devrimi, Rus ve Çin devrimlerinden sonra bir toplum tasarımı olarak ortaya çıkan üçüncü devrimdir.

Ortadoğu sevginin, barışın, huzurun ve güvenliğin yeşerdiği yer olmalıdır.

Bu vurgulamayı yaptıktan sonra neden İran!..

İRANLILAR PROF.ORTAYLI’YA BÜYÜK SAYGI GÖSTERİYOR

ÇİMEN Filiz Paşa, 30 yıldır turizm sektörünün içinde… Rehberlik ve acentecilik yapıyor. Türkiye Rehberler Vakfı (TUREV) Başkanı olan Çimen Filiz, iki yıldır bu görevi sürdürüyor. Bu vakıf, rehberlerin eğitiminin ve özlük haklarının düzeltilmesi için uğraşıyor. Dolayısıyla da turizmin daha nitelikli hale gelmesini sağlamakla yükümlü olduklarını söylüyor.

“Bu nedenle bizler sürekli rehberlere ücretsiz seminer ve konferanslarla maliyetine eğitim gezileri düzenliyoruz” diyor. “Başımıza geçen Prof. İlber Ortaylı ile birlikte 8 günlük bir İran turuna çıkıyoruz” dedi. İran-Türkiye ilişkilerinin gelişmesi, tanınması için bu tür organizasyonlara kapıyı açıyor. Tebriz’e indiğimizde İlber Hocamız “Aslında İran biziz, İran’ın tarihi demek, bizlerin tarihi demektir” dedikten sonra devam ediyor: “Aramıza bölgeler işbirliğinin ülkemize ve çevremize katacağı güçten ürken, dış güçler tarafından örülen psikolojik duvarı yıkmak istiyoruz. Bunu hem turizmdeki iki ülkeye katacağı katma değer için hem de barışa yapacağı katkı için vazgeçilmez olarak görüyoruz.”

Ne yazık ki, İran’ı tanımıyor, bilmiyoruz. Batı’nın gözüyle İran’a bakıyoruz. Halbuki 30 km öteye gitsek, İran’ın en büyük şehirlerine varacağız ve oradaki Azeri Türk’ü, Türkmen, Kaşkayi Türkleri olan İranlı kardeşlerimizle buluşacağız. Aynı zamanda binlerce yıldır ortak coğrafyayı paylaştığımız Pers İmparatorluğu’nun sahipleri Farisi komşularımızla tanışacağız.

Prof. Dr. İlber Ortaylı, 1986’dan beri İran’a gitmiş, birçok konferans vermiş, rehberleri eğitmiş. Zaten hem TV programlarında hem yazılarında bizlere “İran tarihini bilmezsek Türkiye tarihini öğrenemeyiz. Çünkü İran’ın Safevi ve Kajar hükümdarları da Türk’tü… Bugün de hâlâ yaklaşık 40 milyona yakın İran Türk’ü devlet yönetiminin hemen hemen her kademesinde görev yapıyor. Ve kendilerini İran’ın en önemli sacayağından biri olarak görüyorlar. Nitekim, İran’ın en zengin işadamları arasında çoğunluklu İran Türkleri dikkat çekiyor. İran Türkleri kendilerini İran’a ait hissettikleri kadar Türkiye’ye karşı da yakın hissediyor. Türkiye ile iş yapma tercihleri önde gidiyor.

Türk işadamlarını da İran’a yatırım yapmaya, mallarını ve hizmetlerini satmaya davet ediyorlar.

Source: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/iran-tarihini-bilmezsek-turkiyeyi-ogrenemeyiz-40267886